İmkansız Aşk Sözleri

İmkanı da, imkansızı da insanın kendisi yaratır. Lakin inan bana bu bambaşka bir şey. Hissedilen diğer tüm duygulardan çok daha ötesi.

Ne olur bana ümit verme. Senin uğrunda ne çektiğimi hiç bilemezsin. Korkaksın zincirlerini kırıp gelemezsin. Zira sen beni sevemezsin.

Tüm ruhumla sevdim ben seni. Senin beni sevmene bile gerek yoktu. Sadece bir kere gülerek baksaydın gözlerime inan sonsuz ayrılıklar da benim kabulümdü.

Sisli ve soğuk bir gecenin ardından güneşine kavuşan şafak gibi huzurlu olmak isterken. Neden sonsuz güze mahkum ettin beni? Niçin sevmedin beni? Söyle ikimizi bu kadar ayrı tutan şey kader mi? Alın yazısı mı?

Kim derdi ki bu deli dolu çocuk bir gün aşık olacak. Aşk acısından ağlayacak hatta imkanı olmayan o aşk için kadere isyan edecek. Ah nasıl canı yanıyor bir bilseniz…

Bir denizin ortasında öylece boylu boyunca yatıyorum. Ne dibe batıyorum, ne de savuruyor beni dalgalar. Tekdüze bir aşkla gözlerimi kapatıp imkansız olanlar için açıyorum geri gözlerimi. Düşünemiyorum hiçbir şey ve vazgeçemiyorum senden.

Kararan kuytularla karanlıkta yok olmak istiyorum. Her şeyi ve herkesi ardımda bırakıp gitmek istiyorum. İmkansızı denemekten yorulmama rağmen hala seni çok seviyorum.

İçimde büyüyen bir ateş ve hüzünle dolu olmasına karşın hala atmaya devam eden bir kalp var. Sanki derin kederler içinde boğuşan bir canavar.

Kor içinde dönen pervane etrafına savurur alevleri. Yakar beni, yakar seni. Bir birimize karşı büyüyen bu aşk. İmkan vermez bize, yırtar geçer geceyi.

Es, kokusunu savur diğer diyarlara kadar. Sen beni çok iyi tanırsın aziz rüzgar. Nolur yaklaş bana, tenime dey. Kısa sürede olsa unatayım bu imkansızlığı. Nolur beni ondan kurtar.

İmkansızlıklarla doluyduk biz. Dokunup seni hissetmeye çalıştığım tek şey senin resimlerindi. Sen değildin! Her ne kadar itiraf etmesi zor olsada söylüyorum yüzüne. Şansım olsa Tanrıdan başkasını sevmeyi dilerdim.

Kıskanırdı seni bahar. Çünkü ondan önce sen çiçek açardın. Kıskanırdı  sonbahar. Çünkü sen sarıp solmazdın, başını eğmezdin önüne. Sadece dökülürdü yaprakların. Ve kıskanırdı seni diğer herkes. Çünkü bulamazsın evrende benim gibi güzel seveni.

Bu ne amansız savaştır böyle herkes aşkan yana yaralı. Kimi kazanacağının imkansız olduğunu bile bile katıldı bu savaşa, kimi ise bir umut kalbinde olanı kazanmak için kanını ortaya koyuyordu.

Bazı aşklar var olduğun andan itibarem imkansızdır. Bazıları ise var olan imkanlar tarafından imkansızlaştırılır. Ne garip bir girift bilmece bu böyle. Ne cevabı var. Ne de sonu.

Ben seni sevdim. Sonucu ne olursa olsun bunu bilerek sevdim. Savunmasız ve üryan bir şekilde çırılçıplak sevdim. Kim ne derse desin aldırmadan, insanları umursamadan sevdim. Lakin o kadar çok gücüm yoktu. Kalbin tarafından son kez yenildim.

Benim her nefesim ruhuna bağlı hatta tutsağım aşkına. Görünmez zincirlerle bağlıyım sana. Her ne kadar gözlerin aksini söylesede sen tamamen yasaksın bana.

Hayallerim yüksek doz aşktan öldü. Uykularım senin üzgün olduğun kabuslarla bölündü. Kalbim o kadar çok acıyor ki. Kordu kendisi nefesinle söndü.

Çok acımasız bir dünya içinde nefes alıyoruz. Onca imkan içinde inatla kendimize imkansızı yaratıyoruz. Sevmeyi bile beceremeyen taş kalpli insanlar hep olacak biliyorum ama neden bu kadar kendimizi yalnızlaştırıyoruz ki?

Açık kalp yarasına merhem yerine tuz basan bu acımasız dünya karşısında ne yapabilir ki? Seni bana çok gören bu kader karşısında boyun eğmekten başka şansımız var mı sanki?

Aynalar gösterir mi bana aşk’taki aksimi? Kalbin bir kara delik olmak üzere lakin gözlerin söylüyor tam tersini. En küçük aşk zerresini bile yok etti senin karanlığın. Bu kadar imkansızlık benden alıyor beni.

Keşke hiç yaşlanmasaydı bu beden. Keşke sonsuza kadar senin beni sevemeceğini bildiğim halde sevebilseydim seni. Keşke imkansızlıkları yol yapıp kendime imkana tez verebilseydim. Son kez söylüyorum seni sevmek çok güzel bir şey ama canımı fazlasıyla yakıyor.

Tüm takvimleri değiştirdim, beraber geçirdiğimiz hiçbir zamanı hatırlamak istemiyorum. Gözlerin gitmiyor gözümün önünden beni sevdiğini sanmıştım. Ben galiba yine hayal kırıklığına uğruyorum.

Unut diyorlar bana. Sanki unutmak çok kolaymış gibi. Git başkasını sev diyorlar. Sanki sevmek çok kolaymış gibi. Artık mutlu ol sen de herkes gibi diyorlar. Ne olur şöyle bir bak etrafına arkadaş! Bu kıyımın ortasında kim mutlu ki?

Gelip geçen zamanla çok sevgi, çok aşk yaşlandı. Hatta unutuldu bazı aşklar. Belki hala aralarında hatırlayanlar var. Lakin unutulmayacak tek şey kahrolası imkânsızlıklar.

Sen varken ne güller güzel kokar, ne de elime batan dikeni canımı yakar. Ey imkansızım! Sen benim hem en güzel kokan çiçeğim hem de canımı şimdiye kadar en çok yakan dikenimsin.

Düş bahçesine ektiğim bir kaç hayal sonrası bir dolu bastırdı ve her şeyi kırdı geçti. O dolu geri dönülmeyecek onlarca yara açtı ruhumda. Sonra dövmeye başladı kalbimi yeniden boydan boya. Onlarca kez acıyı tadan kalbim son kez eğdi başını imkansızlıklara.

Resimli İmkansız Aşk Sözleri

İmkansız Aşk Sözleri

Eğer Ferhat dağları deliyorsa Şirin uğrana, Mecnun aşkından aç, susuz çölleri aşıyorsa Leyla için ya da Kerem bi çare arıyorsa köy köy Aslıyı, kimse bana imkansızlıktan bahsetmesin. Hatta imkan fizanda olsa bile getirmek gerekir.

Her ne kadar hasret beni içimden yavaşça tüketsede direnirim ben. İnsanlar bana hakaret etse bile aldırmam endişe etme sen. Bambaşka yaşamlara dokunan iki yabancı olup hatırlamayız bir daha birbirimizi ama nolur şu an gözlerine doyasıya bakmama izin ver.

Kulak kabart dalgalara, onlar bazı şifreler fısıldar sana. Bu kadar çok acı nasıl çektim ben diye düşününce. İmkansızlıklar için çektiğim onlarca acıyı fısıldayın engin okyanuslara.

Boş ver, sen benim akan gözyaşlarımı görme. Kahkaha atarken gör beni. Mutluyum san… Koskoca bir yolun başında onlarca kötülükle baş etmeye çalıştığımı bilmene gerek yok.

Soylu ve asil sevgiyi elde etmişken kendi yarattığımız bir hapishanede esir oluyoruz. Kalbimiz yeni bir aşka yelken açmaya hazırlanırken biz, onu eski bataklığına geri sokuyoruz.

Aşkta kalıpları aşamadığımız için aynı tek düze ilişkilerde kayıp oluyoruz. Her ne kadar seni sonsuza kadar seveceğim desekte. Kendi verdiğimiz sözü, bir kaç kişiden ilgi görünce en başta yine kendimiz bozuyoruz.

Bir birimizden o kadar farklıyız ki ben gece kadar zifiri iken sen gün kadar aydınlıksın. İkimizde yasağız birbirimize. Eğer olurda bir gün birleşirsek anlaki yeryünde yaşamda son bulmuştur.

Seni sevdiğim için asla pişman değilim fakat benimde bir canım ve yaşlanan bir bedenim var. Bende sevilmek istiyorum. Sevdiğim insanla yaşamak ve ihtirasla olmasa bile bir omuza başımı koyup dinlenmek istiyorum. Aramızdaki bu imkansızlık beni çok yoruyor. Üzgünüm…

Bu dünya neden bu kadar zalim ve aciz ki? Yoksa zaten dünya kötü olanların üzerine kurulu bir düzen mi? Çok sevmek yerine canını yaksaydım beni sevebilir miydin?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.